HEDEP’ten ‘Emekçi Halkın Bütçesi’ teklifi
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’na sunulan “2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi”nin görüşmesi devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Meclis, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Sayıştay bütçelerinin tartışıldığı komisyonda, bu gün de Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bütçesi görüşülüyor. Komisyona pek çok öneride bulunan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP), 2024 bütçesine karşı komisyona, “Emekçi Halkın Bütçesi” başlığı ile teklifini sundu.
“Sermayenin, Savaşın, Yolsuzluğun Bütçesine Karşı Emekçi Halkın Bütçesi” başlığı ile sunulan teklifte, bütçenin siyaset, sermaye ve toplum ilişkilerini düzenlendiğine dikkat çekildi. Bütçe hakkına işaret edilen teklifte, bu hakkın ihlal edildiği belirtildi. Teklifte, “AKP-MHP iktidarı 2024 Bütçesi’ni sarayda hazırlamıştır. Halkın bütçesi halktan bir kez daha kaçırılmıştır. Bütçe topluma sorulmadan, danışılmadan, toplumsal talepler dinlenmeden, toplumsal katılım olmaksızın hazırlanmıştır” denildi.
‘BÜTÇEDE TERCİH SERMAYEDEN YANA’
Mezopotamya Haber Ajansı’nda yer alan habere göre, bütçede tercihin sermayeden yana kullanıldığı ifade edildiği teklifte, bütçenin aynı zamanda ilave vergilerin devam edeceğinin ilanı olduğu vurgulandı. Teklifte şu ifadelere yer verildi: “Çünkü bütçede tercihler emeğiyle geçinen on milyonlarca yurttaştan yana yapılmamıştır. Sermayenin çıkarları temelinde bütçe hazırlanmıştır. Ekonomik krizin faturasını emekçi halkın sırtına yükleyen bir bütçeyle karşı karşıyayız. 21 Yıllık AKP iktidarlarının sonunda içten içe çürümüş bir ekonomi gerçeği ortaya çıkmıştır.”
‘BARIŞA DEĞİL SAVAŞA KAYNAK AYRILDI’
İşsizliğin arttığı, yolsuzlukların kronik hale geldiği, gelir bölüşümündeki adaletsizliğin ise artığı altı çizilen teklifte, şu tespitler yer aldı: “Geçinemeyenlerin, barınamayanların sayısı her geçen gün daha da çoğaldı. Emekçilerin milli gelirden aldığı pay gittikçe düştü, asgari ücretle sendikasız, sosyal güvencesiz çalışma kural haline geldi. Kamu hizmetleri piyasalaştı, ticarileşti, metalaştı. Vergi adaletsizliği derinleşti. Az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alınmaya başlandı. Bütçede toplumsal cinsiyet eşitliği yok sayıldı. Diyanet’in bütçesi sürekli olarak arttırıldı. Barışa değil savaşa kaynak ayrıldı. Doğanın talanı arttı. Neticede, ÖTV ve KDV gibi ağır dolaylı vergilere ilave olarak, yanlış faiz ve kur politikası, Kur Korumalı Mevduat, borsa manipülasyonları ve adı konmamış bir enflasyon vergisi ile iktidar halkın cebinden aldığını zenginlerin cebine doldurdu.”
‘BİR AVUÇ SÖMÜRÜCÜ AZINLIĞIN DEĞİL MİLYONLARIN BÜTÇESİDİR’
Sunulan teklif ile sorunların aşılabileceğine işaret edilen teklifte, “İşçinin, işsizlerin, kamu emekçisinin, emeklinin, ataması yapılmayan öğretmenlerin, kadınların, gençlerin ve çocukların, tarlasını ekemeyen çiftçinin, kentsel dönüşüm adı altında evsiz barksız bırakılanların, kepenk indiren esnafın, düzenli geliri olmayanların ve yoksulların, barınamayan üniversiteli gençlerin, engellilerin, tüm ezilenlerin taleplerini karşılama bütçesidir! Bir avuç sömürücü azınlığın değil milyonların bütçesidir! Sermaye sınıfının değil, emekçi halkın bütçesidir! Barışın Bütçesidir Emekçi Halkın Bütçesi; Yurtta, bölgede ve dünyada barıştan yana politikaları esas alır, kaynakları silahlanma ve savaş için değil, halkın refahını artırmak için kullanır” denildi.
‘ÇOK DİLLİ MODEL’
Bütün kimliklerin, inançların, dillerin ve kültürlerin yanı sıra özgürlükçü ve eğitimde anadil temelli çok dilli eğitim modelinin savunulduğu teklifte, şu ifadeler yer aldı: “Ortalama ücretleri insanca yaşamaya yetecek bir seviyeye çıkarır, işsizliği önlemek için kamusal istihdam garantisi ve desteği sağlar, işsizlik Fonu’nu yalnızca işçiler ve işsizler yararına kullanır, her türlü güvencesiz istihdama son verecek, herkese güvenceli iş ve gelir güvencesi sağlar, işçi sağlığı ve güvenliğini tavizsiz uygular, grevli ve toplu sözleşmeli sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri kaldırır.”
KADIN BÜTÇESİ
Bütçe teklifinin aynı zamanda ‘kadın bütçesi’ olduğu ifade edilen teklifte, buna dair şu önerilere yer verildi: “Kamusal hizmetlere erişimde ve tüm alanlarda toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alır, kadınların çalışma hakkını destekler, kadın istihdamındaki cinsiyet temelli ayrımcılığı ortadan kaldırır, her mahalleye ücretsiz kreş açar, tarlada, atölyede, evde kayıtsız çalışan kadınlara güvence ve eşit işe eşdeğer ücret sağlar, kız çocuklarının, genç kadınların eğitim ve barınma haklarını korumaya alır, kadına yönelik şiddetle mücadele için pay ayırır, kadın girişimcileri destekler, genç kadınların istihdamda yer bulması için teşvikler sağlar, ev içi emeği görülmeyen kadınların sağlık ve emeklilik primlerini bütçeden ödeyerek emekli olmalarını sağlar, İstanbul Sözleşmesi’nin gereklerinin yerine getirilmesi için kurulmasını savunduğumuz Kadın Bakanlığı’na yeterli kaynağı ayırır.”
EKOLOJİK ANLAYIŞ
Ekolojiye dikkat çekilen teklifte, “Ekolojik anlayışıyla iklim krizi baskısı ve iktidar destekli sermaye saldırıları altındaki ekolojik varlıkların korunmasını sağlar, kanal İstanbul gibi rant projelerini iptal eder, orman yangınlarına etkin müdahale edebilecek sayıda yangın söndürme uçağı alır, nükleer santral projelerini iptal eder, termik santralleri kapatır, Marmara Denizi başta olmak üzere deniz ve iç sulara atık su deşarjını engeller, Fosil yakıt üretimini ve kullanımını caydırır” ifadelerine yer verildi.
‘GELECEK GENÇLERİN UMUDUDUR’
Teklifin devamında şu öneriler yer aldı: “Gelecek umudunu kaybeden gençlerin umududur, YÖK’ü kaldırır, üniversiteleri demokratikleştirir ve üniversitelerin akademik, idari ve mali özerkliklerini yeniden tesis eder, gençlerin Kredi Yurtlar ve Kurumu’na olan borçlarının tamamını siler, ihtiyacı olan üniversite öğrencilerine karşılıksız aylık 10.000 TL burs verir, sağlıklı, erişilebilir ve ücretsiz yurtlar için kaynak ayırır, gençlere yönelik aktif istihdam politikaları hayata geçirir, genç işsizliği ortadan kaldırır, gençler için her ilçede; tekno-parklar, teknoloji merkezleri, ileri teknoloji merkezleri, sürekli eğitim merkezleri açar, her ilçede ücretsiz spor ve sanat merkezleri açar, şehir içi toplu taşımayı gençler için ücretsiz hale getirir, internet hizmetini tamamen ücretsiz sağlar.
‘ÇİFTÇİLERİN BORÇLARI SİLİNECEK’
Çocuk haklarını ve çocuk refahını esas alır, çocuklar arasında hiçbir ayrım yapmadan, çocukların temel ihtiyaçlarını güvence altına alır. Engellinin Bütçesidir. Engellileri ekonomik ve sosyal yaşamda yok sayan, ayrımcılığa sebep olan tüm politika ve uygulamaları ortadan kaldırır, tüm engelli gruplarına şartsız olarak temel yurttaşlık geliri öder, kamuda engelli istihdamı kotasını yüzde 10’a yükseltir, engellilerin tüm destek araç ve gereçlerini ücretsiz olarak karşılar.
Çiftçinin bütçesidir. Tarlasını ekemeyen, hasadı para etmeyen çiftçilerin yanındadır, küçük ölçekli çiftçilerin borçlarını siler, çiftçiye verilen mazot, gübre, ilaç, yem, tohum ve veterinerlik giderlerinin yüzde 80’ini kamu tarafından karşılanmasını sağlar, destekleri üretimden önce nakden ödeyecek, üretilen ürüne alım garantisi sağlayacak ve önceki yılların tarımsal desteklerini de derhal öder, çiftçilerin tüm elektrik borçlarını siler, topraksız köylüye tarla tahsis eder.”
‘TEMEL GELİR GÜVENCESİ’
Teklifte, en düşük emekli maaşının 22 bin lira olması ve bayram ikramiyesinin ise 15 bin lira olması gerektiği belirtildi. Aynı zamanda esnafın borç batağında olduğu ve küçük esnafa en az 200 bin lira hibe yapılması gerektiği yer aldığı teklifte, esnafın borçlarının da faizsiz bir şeklide yapılandırılması gerektiği kaydedildi. Teklifte, “İhtiyaç sınırına kadar; elektriği, suyu ve doğalgazı, kömürü ve interneti ücretsiz olarak sağlar. Temel gıda ürünlerindeki KDV’yi sıfırlar. Şehir içi toplu taşımayı ücretsiz yapar. Yoksul ailelerin okul giderlerini kamuca karşılar. Yoksul ailelere kira desteği sağlar, geliri olmayan ailelerin kiraları merkezi veya yerel yönetim bütçelerinden karşılar. En yoksullardan başlayarak kadınlara ve engellilere öncelik verir. Her haneden en az bir kişiye aylık asgari ücretin üçte ikisi tutarında her ay düzenli ödenecek şekilde ‘temel gelir güvencesi’ desteği verir” denildi.
‘NASIL BİR VERGİ SİSTEMİ?’
İşsizliği azaltmayı, kamu hizmetlerini ücretsiz sağlamayı ve halkın taleplerini de karşılamaya dair pek çok önerinin yer aldığı teklifte, şunlar yer aldı:
“En zengin %5’in milli gelirin % 21,5’ini aldığı, kalan %99’un ise %78,5’i ile kıt kanaat geçindiği adaletsizliğe son vereceğiz. Büyük sermayeye uygulanan vergi muafiyeti, istisnası, indirimi ve vergi aflarına son verilecek. Kâr, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıklar kaldırılacak, rantlar ve büyük servetler vergilendirilecek. Kur Korumalı Mevduat ile yaratılan sömürüye son verilecek. Yurtdışı vergi cennetlerine kaçırılan kaynaklar vergilendirilecek. Servete ve gelire göre artan oranlı bir vergi sistemi oluşturulacak. İmar artışlarıyla yaratılan rantlara artan oranlı Rant Vergisi getirilecek. Karbon salınımını kontrol altında tutmak amacıyla, Karbon Vergisi getirilecek. Kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınarak vergi gelirleri artırılacak. Kaynakların halka akmasıyla canlanacak ekonomi daha çok vergi üretecek.”
‘SARAYDAKİ İSRAFA SON’
Saray’daki israfa son verilecek. Halktan, toplumdan yana bir kamu harcaması politikası uygulanacak. Saray inşaatları durdurulacak. Uçan, yürüyen ve yüzen saraylar satılacak. Halka ait kaynakların, israf ve şatafat için harcanmasına son verilecek. Örtülü Ödenek kaldırılacak. Kamu hizmetinde olanların birden fazla maaş alması engellenecek. Barışçı politikalarla savaşa ve güvenlik harcamalarına akan kaynaklar düşürülecek. Ülke kaynakları tanklara, füzelere, silahlara gitmeyecek. Varlık Fonu Kapatılacak. Tek Adam Rejimi’nin Paralel Hazinesi durumunda olan Türkiye Varlık Fonu kapatılacak. Yandaşlara verilen kamu ihaleleri iptal edilecek, yıllardır yandaş şirketlere verilmekte olan tüm kamu ihaleleri iptal edilecek ve ödemeler durdurulacak. Kamu ihalelerindeki yolsuzlukların hesabı sorulacak.” (HABER MERKEZİ)